İngiltere Başbakanlık Ofisi: Netanyahu’nun Tutuklanıp Tutuklanmayacağına Dair Yorum Yapmayacağız
İngiltere Başbakanlık Ofisi’nden bir Sözcü, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun İngiltere’ye girmesi durumunda tutuklanıp tutuklanmayacağı sorusuna, “varsayımlar üzerinden yorum yapmayacağı” açıklamasında bulundu. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama emirleriyle ilgili iç sürecin İngiltere tarafından bugüne kadar kullanılmadığını belirten Sözcü, bu durumun sebebinin de mahkeme tarafından aranan hiç kimsenin İngiltere’yi ziyaret etmemesi olduğunu ifade etti.
Diğer taraftan Sözcü, “Hükümet yasa kapsamındaki yasal yükümlülüklerini yerine getirecektir.” şeklinde konuştu. Başbakanlık Sözcüsü, İngiliz hükümetinin yasada belirtilen sürece bağlı olduğunu, iç hukuk ve uluslararası hukuk tarafından belirlenen yasal yükümlülüklere her zaman uymaya devam edeceğini vurguladı.
İçişleri Bakanı Yvette Cooper: UCM Kararlarının Çoğu İngiltere İçin Sorun Teşkil Etmiyor
İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper, Netanyahu’nun tutuklanma kararıyla ilgili yaptığı açıklamada, “UCM soruşturmalarının büyük çoğunluğu İngiliz hukuku, güvenlik kurumları ve hükümeti için sorun teşkil etmiyor.” ifadelerini kullandı. Netanyahu’nun İngiltere’ye gelmesi durumunda tutuklanıp tutuklanmayacağına ilişkin soruları yanıtlamayan Cooper, “Bu, İçişleri Bakanı olarak benim yetki alanım değil. UCM bağımsız bir mahkemedir ve biz de onun bağımsızlığına ve yaptığı işe duyduğumuz saygıyı koruyacağız.” şeklinde konuştu.
UCM’nin Netanyahu ve Gallant Hakkındaki Kararı
Uluslararası Ceza Mahkemesi, 21 Kasım’da yaptığı açıklamada, “Gazze’de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar” nedeniyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarıldığını duyurmuştu. Kararda, Netanyahu ve Gallant’ın açlığı bir savaş taktiği olarak kullanma, savaş suçu işleme, cinayet, mahkum etme ve diğer insanlık dışı uygulamaları içeren suçlar işlediği konusunda makul şüpheler olduğu belirtilmişti. Ayrıca kararda, Netanyahu ve Gallant’ın bilinçli olarak sivil nüfusu hedef alan bir saldırı emri verdiklerine dair makul şüphenin varlığına da işaret edilmişti.